Sayfalar

10 Ocak 2015 Cumartesi

ÇAĞDAŞ TÜRK ROMANI

 ÇAĞDAŞ TÜRK ROMANI

   Türk Edebiyatında Tarihsel Roman


    1920-1960 arası Ahmet Mithat tarihsel romanın ilk örneklerini vermiştir.
-Hasan Mellah, Yahut Sır İçinde Esrar,
-Şirzad
    
    
     Namık Kemal ise tarihin ilk defa bilincli olarak işlendiği Cezmi romanını yazar. Cezmi de Osmanlı-İran savaşı ele alınmıştır.Bu romandan sonra «Osmanlı» romanlarda en çok işlenen konu olmuştur.
   
  
  1960 sonrası dönemin üstadı Necati Sepetçioğlu’dur.Romanları:             
-Anahtar Kapı,
 -Konak,
 -Çatı, 
 -Üçler,Yediler,Kırklar vs
  
   Tarık Buğra’nın Osmancık,
  
   Yavuz Bahadıroğlu’nun Merhaba Söğüt, Türk tarihinin bilinmeyen yönlerini anlatır.
     
    Kemal Tahir Devlet Ana romanında Türk romanının geçirdiği sosyal değişimleri işler. Batıdaki feodal ve baskıcı yapının insanları köleleştirdiği ve hiçbir hürriyetten söz edilemeyeceğine karşılık Osmanlıdaki demokrat yapıyı ve bireyin hürlüğünü karşılaştırır.

  -Bir Mülkiyet Kalesi,
  -Esir Şehrin İnsanları,
   -Yol Ayırımı romanlarında Osmanlı’nın  yıkılışı ve yeniden Batı’ya dönük kurulma çabası anlatılır






Yakın Tarihin Türk Romanına Yansıması

    Tarihsel romanımızda İttihad ve Terakki, Mütâreke ve Milli Mücadale dönemi sıkça işlenmiştir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu,
Halide Edip,
Reşat Nuri,
Nahit Sırrı,
Mithat Cemal
     İttihat ve Terakki, Mütâreke ve Kurtuluş dönemi savaşı toplumumuzun var olma sürecidir.Bu bakımdan Cumhuriyet dönemi romancılarının büyük bir bölümü bu dönem romanını sorgulamıştır.

   Tarık Buğra’nın  ikinci romanı olan Küçük Ağa 1963 yılında İstanbul’da yayınlanır. Küçük Ağa , Kuva-yi Milliye’nin oluşumundan  Çerkez Ethem birliklerinin  bozguna uğratılmasına kadar olan dönemin kurgusudur.
     Atilla İlhan’ın Dersaadette Sabah Ezanları romanı 1981 yılında basılır.Yakın tarihin, Türk romanının tarihinin ve belli bir dönemin yansımasıdır. Milli Mücadele’nin Anadolu’ya güç kazandırdığını işler.Bu roman Kemal Tahir’in Devlet Ana’sından sonra  çağdaş Türk Edebiyatı’nın ikinci büyük romanıdır.
   Birinci Dünya savaşının nedenleri bir başka noktadan anlatılır. Milli mücadeleden güçlenerek çıkan Anadolu’nun tüm sorunları dile getirilir.

  

 1950 SONRASI TÜRK ROMANINA GENEL BİR BAKIŞ

    Türk romanının kırılma noktası 1950’li yıllarda başlar.
    Kimileri konuları tekrarlamanın kolaylığında romancılıklarını sürdürürken kimileri konularını daha çok batılılaşma çerçevesi içinde doğu-batı çatışması ile sınırlı tutar
    1950 yıllarının romanlarında aydın bakışının egemen olduğu aydınlanma ve aydınlatma ön plandadır.
    
    60 yıllar ve sonraki yıllarda romanların konusu aydınlanmanın yanında insanı tanıma ve iç dünyasına nüfus etme ön plana çıkar.
     
     70’li yıllarda ise bir gruplaşma söz konusudur.Her roman yazarı ideolojisine göre bir tarafa geçer.
      Daha sonraki senelerde Türk romanının yeniden oluşturulması görüşü savunulur.


   1950 ÖNCESİ KUŞAĞININ  ROMANINI SÜRDÜRENLER

    Reşat Nuri Güntekin; Kan Duvarı,Kavak Yelleri,Son Sığınak  aşk romanlarıdır.

    Hüseyin Rahmi; toplumun hurafe ile şekillenmiş inanç dünyasını değiştirmeye çalışan romanlar yazar:
-Kaderin Cilvesi,
-Deli Filozof,
-Can Pazarı,
-İnsanlar Maymun Muydu?,
-Ölüler Yaşıyor Mu?
    Popüler halk romancılarından Kerime Nadir,Gelincik Kızı, Suçlu, Karar Gecesi

    Öğretmen duyarlılığı ile Suat Derviş ;Fosfurlu Cevriye’yi yazar

    Cumhuriyet’in ikinci dönem romancılarından Reşat Enis, Refik Halit romancılıklarını 1950’lerden sonra sürdürürler.
    Reşat Enis ilk romanlarını İstanbul’un yoksul semtleri, yıkıntı ve harabelerde yaşanan aile dramları, Galata’nın Beyoğlu’nun âhlaksızlığına dair 1950’lerden sonra sosyal içerikli romanlar yazar
     Despot, köy kasaba insanının yoksul çarpıcı yönlerini anlatır. Bizde İnsanız, Kara Kısmet diğer eserleri.

     Sanat yaşamını öykü yazmakla başlayan Mapussant tarzı öyküleriyle tanınan Refik Halit Karay yurt dışında uzun süre sürgün kaldıktan sonra 1922-1938 sürgün yıllarının deneyimi ve birikimiyle  eserler yazmaya başlar.
    Romanın içeriği, aşk, kadın kolay para kazanma…
    Romanları:
-Sonuncu Kadeh,
-Bugünün Saraylısı,
-İkinci Dünya Savaşı vs

    İÇEDÖNÜK BİREYSEL EYLEMLER YADA GEÇMİŞ ÖZLEMİ

     Abdülhak Şinasi Hisar romanlarında  geçmişe kaçış düşüncesini işler.
     Çamlıca’daki Eniştemiz romanında eski İstanbul’un ve zengin insanların yaşayışlarını, köşklerini, yalılarını, eğlencelerini ve kalabalık içinde yalnız kalan insanların psikolojisini işler.
    Anılarına dayalı olarak kaleme aldığı  Ali Nizami Bey’in Alafrangalığı ve Şehliği   içe dönük ve siliktir.

     Peyami Safa ilk romanlarında sola yakın görüşler taşır, bir hastanın psikolojisini anlattığı otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu’nu (1931) Nazım Hikmet’e ithaf etmişti. Bu roman hariç, 1922-1939 yılları arasında yazdığı Mahşer (1924), Şimşek (1928), Fatih-Harbiye (1931) ve Biz İnsanlar (1939) adlı romanlarında Doğu-Batı sorunsalını karakterlerde somutlaştırarak işledi. Safa, bu romanlarında, ruh hallerini çözümlemede, kurguda, dilinin kıvraklığında, anlatım tekniklerindeki denemelerde başarılı bulunurken romanlarında düşünceyi öne çıkarması dolayısıyla eleştiriler aldı. II. Dünya Savaşı sırasında Nasyonal Sosyalistlere yakınlaşmasıyla dikkat çeken Safa’nın gerçekçi roman çizgisi Matmazel Noraliya’nın Koltuğu (1949) ile mistisizme yönelmiştir.
   Semiha Ayverdi romanlarını geçmişle şimdi çatışması üzerine kurar.İlk romanı Aşk Bu İmiş konusu; firavunlar döneminde geçen ilahi aşktır.
   İbrahim Efendi Konağı konak hayatını anlatır.
   Mesih Paşa İmamı ile İmam Halis efendinin bir günlük hayatı anlatılır.Osmanlı’ya gönderme yapan roman kendi kimliğini arayan toplumdan bahseder.

    Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yeni ve modern anlatım tekniği zaman ve terkip bakımından getirdiği teklifleri , uygarlığa özgü değerleri  ve şiirsel üslubu Türk romanında çığır açar.
    Ülkü dergisinde tefrika edilen ilk romanı Mahur Beste ile 19 yy. da çözülen Osmanlı’nın seçkin aile yapısından kesitler sunar.
    Huzur romanı 1949 yılında basıldı.Herbiri kişilerin adlarıyla anılan dört büyük bölümden meydana gelen roman yazarın anılarıyla örtüşen bir roman diyebiliriz.
    Mehmet Kaplan romanın otobiyografik yanını göz ardı etmemekle birlikte yazarın karakter romanı ile dramatik romanı birleştirdiğini söyler. Roman da Mümtaz ve Nuran karakterleri ön plandadır.Huzur da müzik, resim, mimari gibi plastik sanatlar öne çıkar.
   Saatleri Ayarlama Enstitüsü Tanpınar’ın 1965’de yayımlanan ve uygarlık değişimin birey üzerindeki sancılarını ele aldığı romanıdır.
   Tanpınar romanlarında eski yeni arasında bocalayan kahramanlarının kişiliğinde bir medeniyet bunalımı yaşayan Türk toplumunun  yitip giden ya da yozlaşan değerlerini sorgular.



   




KONULARINI VE KİŞİLERİNİ ANADOLU KENT VE KASABALARDAN ALAN ROMANCILAR

    Cevdet Şakir romanlarının konularını Bodrum ve çevresinde balık ve sünger avcılığıyla hayatlarını kazanan yoksul ama iç dünyaları zengin balıkçıların hayatlarından alır.
-Halikarnas Balıkçısı,
-Kabaağaçlı Uluç Reis,
-Turgut Reis bazı romanlarıdır…


   Tarık Buğra Cumhuriyet dönemi romanın önemli isimlerinden biri olan yazar ele aldığı konu ve konuları işleyiş tarzı bakımından kendisinden en çok söz ettiren romancılarımızdandır.
   Tarık Buğra’nın son romanı Osmancık; Osmanlı’nın Beylikten devlete doğru dönüşüm sürecini anlatır.
- Firavunun İmanı
-Dönemeç
-Yalnızlar
-Dünya’nın En Pis Sokağı
-Yağmur Beklerken diğer romanlarıdır…


    


1 yorum: